Sınav bitti, ama ben hala kendime gelemedim. Gerilmiş kaslarım yavaş yavaş gevşiyor, ağrılar içindeyim. Beynim yarısını yazılı da yazdırdığı 18 sayfaya, geri kalanı da sözlüde yetiştirdiği laflara harcamış, şu an geriye kalan bir garip boşlukla mücadele ediyorum. Duygularım da tükenmiş anlaşılan, heyecandır, sinirdir, mutluluktur yok ortada... Kendimi bitik hissediyorum...
havadan sudan, içten, hayattan, ondan, bundan,
şundan,
bunaldıkça, güldükçe, paylaşmak icin...
Salı, Mayıs 26, 2009
Yeni evimdeki tadilat dün başladı. Hani buraya not düşeyimki, lan kaç gün oldu, bitmedi bu iş diye bir yakınma durumum olursa, bloga girip tarihe bakarım. Çok iş var çook. Neyse şu yeterliği bir atlatayım da tadilatı gözümde büyütmeye sonra başlıyayım. Yeterlik de yarın ve perşembe zaten, çok uzak sayılmaz...
Pazartesi, Mayıs 25, 2009
Cuma, Mayıs 22, 2009
Dirsek çürütmek: Okumak için çok emek sarf etmek. (TDK)
Yanlış hatırlamıyorsam daha önce de belirttim, bu dirsek çürütmek meselesi okumak için çok çaba sarf etmek şeklinde yalnızca bilişsel ve duyuşsal olarak yorumlanamaz. Aynı zamanda fiziksel bir durum da söz konusudur. İnsan masa başında çalışırken devamlı dirseklerine yüklenir ve dirsekleri ağrır. Bu günümüz bilgi çağında ve bilgisayar başında da böyledir. Tıpkı şu an benim dirseklerimin acaip ağrıdığı gibi.
Yanlış hatırlamıyorsam daha önce de belirttim, bu dirsek çürütmek meselesi okumak için çok çaba sarf etmek şeklinde yalnızca bilişsel ve duyuşsal olarak yorumlanamaz. Aynı zamanda fiziksel bir durum da söz konusudur. İnsan masa başında çalışırken devamlı dirseklerine yüklenir ve dirsekleri ağrır. Bu günümüz bilgi çağında ve bilgisayar başında da böyledir. Tıpkı şu an benim dirseklerimin acaip ağrıdığı gibi.
Perşembe, Mayıs 21, 2009
Çok işim var ya, çalışmam gereken çok ders, öğrenmem gereken çok şey; bir de hangi mutfağı yaptırayım, hangi evyeyi taktırayım diye vermem gereken çok karar, yapmam gereken çok hesap. İşte tam da böyle zamanlarda masamdaki başını alıp giden dağınıklığa bir son veresim gelir benim. Dürter beni bu his, oturtmaz yerli yerimde. "Topla beni topla" diye tozlu monitorume not duser. Hala direniyorum bakalım 1 haftayı çıkarabilecek miyim? Yoksa saatlerce tek tek düzenleyecek ya da bu işe vakit harcamamak için topluca yere mi sereceğim?
Çarşamba, Mayıs 20, 2009
Pazartesi, Mayıs 18, 2009
şu aptal doktora yeterlik sınavı yaklaştıkça, çalışmam için geriye kalan zaman azaldıkça, konsantrasyonumun azalması normal mi? bu ikisi dogru orantili iki degisken mi? "geriye kalan zaman" hic bir zaman artamadigina gore, yoksa ben boku yedim mi? calistikca, ogrenmem gereken seylerin azalmamasi, aksine bu calismalarin benim yalnizca daha ogrenmem gereken ne cok sey oldugunu fark etmeme sebep olmasi da bu durumun bir baska kaniti mi? ve hatta bunlarin arasindaki dogrusal bir iliski bile olmayabilir mi? sınava kalan sure sıfıra yaklastikca, ogrenmem gerekenler sonsuza yakinsiyor olabilir mi? ben sadece boku yememiş, aynı zamanda bitmiş olabilir miyim?
Evimin kadını mı olsam ben? Bol çocuk doğursam, onlara baksam, çamaşır assam, yemek yapsam. Ütü, mütü için kendime bir de yardımcı tutsam. Biraz büyütüp eğittikten sonra 3-4 bebeyi, güzel sanatlarla uğraşsam. Kessem yapıştırsam, eğip büksem, çizsem boyasam, sonra da satıp hem para kazansam hem doyuma ulaşsam. Çocuklar işe başlayınca, alıp sevdiceğimi terk etsem şehri, bir adaya ya da denizle ormanın sınırına yerleşsem. Gereksiz telaşlarımı, boş hırsları, bu anlamlandıramadığım hayatı geride bırakıp gitsem...
Perşembe, Mayıs 14, 2009
Üniversiteler şenlik kaynıyor, benimki de bugünler de coşuyor. Akşama Duman konseri var, ama ben gitmeyeceğim, çünkü deliler gibi ders çalışmam gerekiyor. Şu doktora yeterliği bir vereyim, kendimi sokaklara atacağım, sabahlara kadar gezip tozacağım. Hea bir de bir Duman konseri bulup, ona katılacağım; söz verdi sevgilim, sınavımı geçince götürecek beni :)
Çarşamba, Mayıs 13, 2009
Bahardan öte bir koku var havada, belli ki yaz kapıyı zorluyor. Ben baharı yaşayamadan bahar gidiyor :(
Oysa ben çiçekler süslerken dalları, aşkımla oynaşmak, öpüşüp koklaşmak, kırlarda yuvarlanmak istiyorum, bir de bıdı bıdı konuşup, ona bir şeyler anlatmak; bir yere geç kalmadan, telaş içinde olmadan, yapacak çok işimiz var diye endişeye kapılmadan, uzun uzun, rahat rahat baharın keyfini çıkartmak istiyorum...
Oysa ben çiçekler süslerken dalları, aşkımla oynaşmak, öpüşüp koklaşmak, kırlarda yuvarlanmak istiyorum, bir de bıdı bıdı konuşup, ona bir şeyler anlatmak; bir yere geç kalmadan, telaş içinde olmadan, yapacak çok işimiz var diye endişeye kapılmadan, uzun uzun, rahat rahat baharın keyfini çıkartmak istiyorum...
Salı, Mayıs 12, 2009
Cuma, Mayıs 08, 2009
Pazartesi, Mayıs 04, 2009
hani konferans düzenliyoruz demiştim ya, o bu hafta. bir de bir laf var ya " başımı kaşıyacak vaktim yok" haliyle o da bu hafta... doktora yeterlik için yapılan geri sayım, "ay"la değil haftayla yapılır oldu, o da var bu arada. düğün yaklaşıyor, gittiğim gelinlikçiler artık sipariş vermeniz lazım, yetişmez diyor, bir de bu var. ha bir de verdiğim dersin yükü gittikçe yoğunlaşıyor, o var. var allah var... off...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)