Salı, Nisan 29, 2008

henüz bindiğimi sandığım gemide, sakin mi sakin otururken güvertede, bir ses duyuyorum, dikkat kesilince "kara göründü" dediklerini anlıyorum. daha çok yeni tırmanmadım mı gemiye, ne ara ayrıldık limanın güvenli göğsünden diye düşünüyorum. oysa arkamı dönüp baktığımda tek bir kara parçası bile göremediğimi, limanı terk edeli çok olduğunu fark ediyorum. belli ki hızla yol almışım bu ilişkide, endişem yerini heyecana bırakıyor ve yeni kara parçasını, aşkın geleceğimdeki yansımasını keşfe koyuluyorum...

Pazartesi, Nisan 21, 2008

niye yanındayken bile özlersin birini?
neden ona bir türlü doyamadığını hissedersin?
ondan başka bir şey düşünmeyi niçin beceremezsin?
ve zaman, neden o olmadığında yanımda bir türlü geçmek bilmezsin?

Cuma, Nisan 18, 2008

bir istanbul rüyası, olmaya yakın istanbul macerası...

Çarşamba, Nisan 16, 2008

taksam sevdiğimi koluma, yerleşmiş olsa gamzeleri yanağına, yeniden gülerek bakıyor olsa bana... beklemeden yazı, düşsek yollara... o bana kalsa, ben ona; bize kimse dokunmasa...

ne de olsa, o olduğunda yanımda, mevsim fark etmez, yazın gelmesi gerekmez, günlerin hızına yetişilmez, dinginlik de bulur beni eninde sonunda... ve ben bana daha yakın olamam, ondan başka kimsenin yanında...
uzak gelir bazen herşey,
yaz uzak, yarın uzak, dinginlik uzak,
en kötüsü; kendin uzak...

Salı, Nisan 15, 2008

göğsümü versem baharın tatlı rüzgarına, pembe dallı ağaçların altında... arada çam kokusu gelse burnuma, yüzüme güneş vursa ve sıkıntım çıkıp gitse sırtımdan...
neden kaynaklandığını çözemediğim, nedenini bilemediğim sıkıntım... düğümüm çözülüverse, dilimi sivri, bakışlarımı sert, içimi kara yapan, yüreğimi daraltan ağırlık çıkıp gitse...

Foto: Jacqueline Roberts

Perşembe, Nisan 10, 2008

"kusursuz" kelimesi; yakışmamıştı hiç bi aşkım'a,
gül; hiç böylesine dikensiz olmamıştı daha önce,
kaftan; tam bana göre biçilmemişti.
yap-boz'umun tüm eksik parçaları; toplanmamıştı tek kişide.
"huzur" hiç bu kadar bana ait olmamıştı
ve aşk; hem bu kadar büyük, hem mantıklı...

Çarşamba, Nisan 09, 2008

dolandık turgay'la beytepe'de...
pazartesi-cuma hep yanımda ama,
özlediğimi fark ediyorum yine de...

Pazartesi, Nisan 07, 2008

"love the life you live
live the life you love"

bu lafa denk geldim internette gezinirken bugün, çok hoşuma gitti, Bob Marley amcam etmiş, adamı da müziğini de severim, bunu okuyunca daha bi sevdim. şansa bakin ki bugün tam da bu içerikte bir konuşma geçmişti. bir yazım vardı "hayat ve mutluluk üzerine" (*) diye, aklıma o gelmişti...

(*) 31 Mayıs 2006
http://kendicapimda.blogspot.com/2006/10/eski-gnlkten-mayis-2006-may-31-hayat.html
Daha beraber yaşanılacak çok şey var,
Biriktirilecek çok anı,
En güzeli de ne kadar yaşarsan yaşa,
Bilmek doymayacağını...

Perşembe, Nisan 03, 2008

nasıl "sevmiyor değil de, sevmeyi bilmiyor"duysa* birileri,
incitmeyi hiç istemeyip de, incitebiliyor kimileri...

(*) 30.05.2007 tarihli yazıdan...

Salı, Nisan 01, 2008

incinmeyeceğini bildiği,
sonunda bitmeyeceğini hissettiği zaman,
bir başka seviyor insan...