Salı, Aralık 27, 2005

Gaziantep

Bloguma biseyler eklemek istiyorum, ama ne eklemek istedigimi bilmiyorum. Mesela haftasonu antep’teydim bolgeyle beraber. Yedim, ictim, guldum, eglendim, toplanti moplanti yaptim… boylee katmer yedim ki bunun ankaradaki katmerle yakindan uzaktan alakasi yoktu; antepfistikli, tatli biseydi. Sonra kebap yedim, tabii baklava da. Ayriyeten donus yolunda adana’ya ugradik birer de adana kebap caktik. Ooh, sefam olsun, yarasin…

Çarşamba, Aralık 21, 2005

çam ağacı

heyy! 2006'nin gelisini sirketimizde suslerle karsiliyoruuz. bir suru arkadaslar da gidip ufak cam agaclarindan aldilar. bendeniz de her zamanki gibi emek taraftariydim. dedim ki biz matematik takimi olarak bi cam aaci yapalim. gerci sonradan herkeslerin katilimi oldu, ağac matematikcilerden cikip tum sirketin oldu ama olsun. bu fikir ciktiktan sonra onemli olan malzemeydi, bunun icin de kahvelerini cok sevdigimiz starbucks'in malzemeleri kullanalim dediiim. gerci bu kosullar altinda cam ağaci bana cok pahaliya patladi, hele de real'de bi cam ağacinin susleriyle 5-10 milyon oldugu dusunulurse:) neyse gelelim ağaca: agacin govdesi ust uste gecmis giderek kuculen starbucks bardaklarindan olusuyo. en tepesi starbucks torbasindan kesilip kivrilmis, ustundeki yesil dallarin her biri bi cubugun kesilip paralanmis hali:)

gelelim ağac fikrinin devami olan dilek kutumuzaa! dilek kutumuzun icine sirketten toplayacagimiz dilekleri atacağız. atarken zimbaliyoruz ki okunmasin, okunmayacagi icin de herkesler istedigi gibi atip tutabilsin dileklerinde. di mi ama? simdi ben mesela gelecek yil bu sirkete mudur olmak istiyorum diye yazsam, mudure ayip olmaz mi? aaa olur tabi ayol, olmaz mi?! bi kere değil mudurluk, teknologluktan bile olurum:)

ağacimizin yapim asamasindan bi kac fotosunu albumde bulabilirsiniz. son halini de yakinda yukleyecegiz. bu ağac da emegi gecen tum arkadaslarima tesekkuru bi borc bilirim. kutumuzdaki ve yureginizdeki tum dileklerin gercek olmasini dilerim... (hahahha aa ben de oyle bi dilek mi tutsaydim acaba hakikaten, boyle paradoks gibi birsey dedim)

Pazartesi, Aralık 19, 2005

bir kitaptan

Kızıla boyalı saçlar'dan... "Sefil dusunceler ve kucuklukler arasinda kaybolup, hayattaki buyuk sirri cozemedik, soru da cevapsiz kala kaldi: nasil yasadin, neden oyle yasadin, neyi yapabilecekken yapmadin, baska bir yol, baska bir anlam ariyordun, yanlis zilleri, yanlis kapilari caldin, yanlis yollara saptin, yanlis insanlari sevdin, yanlis yataklarda uyudun, yanlis evlerde yasadin. Neden hayal ettiklerini, dusunduklerini bu kadar kucumsuyorsun?"

Cumartesi, Aralık 17, 2005

uzaktaki dostlar

Orda bir dost var uzakta, gormeksek de duymasak da o dost bizim gonlumuzdedir:
Kosemizin bugunki konuklari o veya bu sebepten gorusemedigimiz ama kalbimizde yer sahibi dostlarimiz.
 

Gozde: o su an fransa’daL Gozde’yle nasi, ne zaman dost olduk tam bilemiyorum. Sanirim beraber gittigimiz ekonomi kursu sirasinda, “bugun ben seni alayim”, “gel gitmeden bi kave icelim”, “erken gelsene” diye diye, bu hale geldi. O kopegimiz cakili’in en sevdigi misafirlerden, o evin diger kizi, o annemin “gozde bilir, gozde anlar” dedigi, kadem’in “gozdisko” die bahsettigi gozdesi…

Hulya: hani vardir, aslinda ordadir, cok seversiniz, caninizi istese verirsiniz, ama bi turlu adam gibi gorusmeyi beceremezsiniz. Huyla ile tanismamiz orta son yazinda gittigim tenis kursuna dayanir. Bir yazi kendisiyle gecirmemizin ardindan, ayrilamamisizdir. Iyi vuruslarimin bir cogu onun sayesindedir. 3 ayda bir, bir araya gelip 3 saate dunya alemi sigdirabiliriz. Simdi o ist’teL

Basak: kisaca böt:) bu ufaklik, bu findikkiran, bu sirin sey fen lisesinden yadigardir. Pelin-ben ikilisine 3. olmustur. Ankara’da olmasina, bitanecik olmasina, canim cicim olmasina ragmen gerzekce bi sekilde bir araya zar zo

Cuma, Aralık 16, 2005

dostlar

Bugun kosemizde dostlarima yer verecegim,
Pelin: kendisi yillarin eskitemedigi dostumdur. Tanismamiz 8 yasimiza, “best friend” moduna girmemizse 13’muze dayanir. O yildir bu yildir beraberiz, Allah bozmasin :) kendisiyle ortaokul ve liseyi beraber okumusuzdur, hatta kendisi lise de sinifini benim icin degistirmistir. Bu arada terk ettigi sinif caliskanlar sinifidir, kimbilir belki de devam etse odtu’den cikma bi muhendis olacakti. O oyledir ki, beni benden iyi bilir. Agzimi acmadan diyecegimi anlar. Gerekirse agzima eder :) e dost bu, dost aci soyler, di mi…

Asli: Asli bana universiteden yadigardir. O olmasa belki de bolumu birakir, bi daha hazirlanirdim. Boyle uyumlu, ilimli, sabirli filan gibi cogu –li, -lu ekli sifati hak eden bi insandir. Pelin’le geleneksel kapismalarimiz esnasinda bizi ayirmak icin cok ugrasir. Ozelliklen hastalik, aksilik gibi durumlarda onu yani basinizda bulursunuz. Hani iyi gun dostu die bi laf vardir ya, iste asli onun zitti biseydir.

Onur: bu Onur var ya bu Onur... Benim canimin icidir. Ayri bi yeri vardir. Soyadinin “Gezen” olmasindan oturu devamli gezmekte, gezerkende bana “kitir 18:30” ya da “aksam Manhattan?” tarzinda kisa ve oz mesajlar atip ayartmaktadir. O da bilir beni, bakisimdan, siritisimdan, mirin kirin edisimden anlar dile getiremediklerimi. İs cikisi birebirdir, derda tasaya iyi gelir :)

Suleyman: geldik suleymanaa. Suleyman bizim oralarda otururdu. Boyle “kız bunaldim, geliyorum”, “suleyman daraldim, hadi disari cikalim” bir iki bulusmaya basladik, sonra nasi oldu da o benim sevgililerimi dinler, ne ara benle beraber hemcinslerine sayar oldu, tam hatirlamiyorum. Ama oldu iste…

Salı, Aralık 13, 2005

is arkadaslari

masamizdan sonra sirada is arkadaslarimizi taniyalim kosemiz var! hos geldiniz! burada ozellikle yemege beraber gittigim is arkadaslarimi ele alacagim, herkesi birden yazamam ya, dimi ama...

Caner: Kendisi sarisin yesil gozlu olup, buradaki gozde kardeslerimdendir. ozellikle beraber cektirdigimiz sert bakisli bi fotograf vardir ki dillere destan olmustur. hatta onu da koyayim da gorun. onun morali bozuksa benimki de bozuktur.canimdir, cicimdir. onsuz mobilsoft'ta gun gecmez. ornegin her zaman kulagimi yemek ister. bu nasi bi istektir, nasi ve nerden dogmustur hic bilmiyorum. ayriyetten bana "kocakafali sisko kertenkele" seklinde hitap etmektedir ki bu da ne alakadir belli diil, ama olsun. o diyosa dogrudur.
Nergis: sessiz sakindir, masa komsumdur. tum daginikligima, gurultume, yanima gelip giden insan sayisina aldiris etmeden isine gucune bakar. kendisi el islerinde yaraticilik ornegi gostererek takdirimi kazanmistir. ayrica bana hediye ettigi bir adet mor cicek soz konusudur, onun icin de ayrica tesekkur ederim.
Hakan: Bu guzide sanatci sahsiyet de inanilmaz otesi bi kardesimizdir. dunya sessizi bi o kadar da dunya renklisidir. benim flash ogretmenimdir, onun sayesinde super animasyonlar yapmaktayim. bendeki isigi gorup destek verdigi icin tesekkur ederim. ayrica kendisi net olarak benim bloga baslama nedenimdir. ilk blog mesajimda bahsettigim hakan iste bu hakandir. kendisinden blog konusunda oldukca esinlenmekte, hatta kopya cekmekte, hatta ve hatta onunkileri kopyalayip yapistirmaktayim:) blogunun linkini ozelliklen vermiyorum ki benimkini okuyan o 3-5 kisilik grup da kacip gitmesin onunkine...
Veysel: Sonradan aramiza katilan bu animator arkadasimiza kanim daha hic tanimadan isinmistir. ve tanidikca da kanimin isinmasinin ne kadar da normal oldugunu anlamisimdir. veysel ait olmadigi bi bolumde bizim oralarda oturur. capraz masa komsumdur. monitorunu oldukca egip bukmus, sacma sapan bir acida karsina koymustur, boylelikle ekranini gormemi engellemistir. gerci benden kacirdigi ekranini arkasindan gecen dunya alem gormektedir. ne de olsa kendisi yol gecen hani parkesi uzerinde ikamet etmektedir.
Gazi: sirketteki 1 yillik gecmisimde gordugum en hizli, isinde en titiz elemandir diyebilirim. bi de huseyin vardi ki, aah ah. o simdi asker oldu. bu gazi de super bi kardesimdir. icki icmez, sigara kullanmaz. 11de yatar uyur. adima ait ilk animasyonu o yapmistir. yaptigim her zirvaligi sabirla karsilar. henuz sert bir tepkisini gormus degiliz, allah gostertmesin. boyle devam et gazi'cim. hep bize ornek ol...
Canercan: Bu bildiginiz lazoli'dir. gelir yapacagi programi bile bana sorar. bi alemdir. zamaninda beni kapilarda, yagmur altinda ogle yemegi oncesi 10dakka bekletmisligi olmustur. sonra yemege bi gitmis bakmisizdir kii kendisi hapur hupur yemektedir. o gunden beri kendisine fazla guvendigim soylenemez. ama yine de severim keratayi...

Cumartesi, Aralık 10, 2005

İş masam

herkese iyi gunler, bugun masamisdaki esyalari taniyacagiz:
1) bilgisayar: arada lazim oluyo, ne bilim bi word, bi flash, bi msn. euhuheuh yazilim projesindeyim onun da etkisi olabilir masada bulunmasinda.
2) kalemlik: kendisi masamdaki hediyelerden biridir. icinde haliyle kalemler, makas mukas filan bulunur.
3) kagitcik destesi: ivir zivir yazmak icun.
4) telefon: aramak ve aranmak icin.
5) inek kumbaralar: biri dogum gunu hediyem, oteki ee sey ney? o da hediye iste. demek ki inek gorunce beni hatirliyo millet.
6) arka planda yapistirilmis bi kac isle ilgili kaat + fotograf + bardak altliklari vs vs
7) sonracigma basamda koca bi su bardagim + arkadaslarim gozde,dalsu,zeynep'in hediyesii uzerinde melekler olan bi kupa + yine hediye bi NY kupasi bulunur ki gunde bol bardak su, cay, kave tuketirim

bugunluk bu kadaaar...

Cuma, Aralık 09, 2005

hastaydım

vay bea bu sanal alem nasil vefali bi alemmis. 3 gundur acaip hastaydim, icimin atesi disima vurmustu:) ise gelemedim. ve siz sevgili sanal alemin vazgecilmez insanlari, beni online goremedikce sagligimdan suphe edip pesime dustunuz. harikasiniz. arayip soran, msjlariyla gunumu senlendiren, cicek yollayan, cikolata alan, ziyarete gelen herkese gonulden tesekkur ederim. sizsizlik zor:)

Cumartesi, Aralık 03, 2005

?*\!?

iyi hos da simdi ben buraya aslinda herkesin okumasini istemedigim seyler de yazmak istiyorum. ama ben nasi bi insanimki hem okunmasin istiyorum, hem buraya yaziyorum. ama ama "kimsenin" demedim zaten, "herkesin" dedim. evet gecerli bi aciklama sayilir bu. ancak gecerli bi aciklama bulmus olmam, buraya "aksam ictim, sabah zor uyandim, ise 15 dakka gec kaldim" bilgisini yazmamam gerektigi gercegini degistirmiyor...

Cuma, Aralık 02, 2005

merhaba gunluk

Hep goruyorum, yaziyor millet ama bana pek cekici gelmiyodu. Sonra Hakan'in yazdiklarini okumaya basladim. Nasil ozendim nasil ozendim anlatamam. dedim bari ben de yazayim. gerci onunkiler msn de diil, ama ben yine de buraya yazacağım. bir de onunkiler cok komik, ama benimkiler oyle komik de olmaz, gerci kopya cekebilirim. mesela ben de onun gibi kendi kendime roportaj yapabilirim. ya da henuz bitmemis kitabin yorumunu yapabilirim. sonraa ne biliim bi takim hobiler neyin anlatilabilir. iste kisaca boyle bi sekilde ben de sanal gunlugume baslamis bulunuyorum...