Çarşamba, Şubat 23, 2011

Birkaç yazı var aklımda, daha doğrusu bazı duygu ve düşünceler. Bloga dökülmek için can atıyorlar, lakin ben salya sümük ağlamaktan, yazarken toparlanamamaktan korkuyorum. O konuları halının altına, camın dışına, kapının önüne iteleyip, aklımdan uzaklaştırmaya bakıyorum. Biri kardeşimin bir başka şehre taşınması örneğin, diğeri babannemin hastalığı...

Cuma, Şubat 11, 2011

Ben de "cıvıldama"ya başladım arkadaş, dün kendime bir twitter hesabı oluşturdum. Bunca yıldır direndim direndim, sonunda tez konumla acaip ilgili bir kaynak, gel beni twitterda takip et diye zorlayınca ve tweetleri de kapalı olunca bir hesap açma mecburiyetinde kaldım. http://twitter.com/kendicapimda adresinden micro-blogumu takip edebilirsiniz... Ben zamanında facebook'a da girmek bilmemiştim*.

Perşembe, Şubat 10, 2011

Google Analytics'ten şöyle bir baktım blogumun takip oranlarına. Amerika'dan (Virginia / Ft Belvoir, Mississippi / Bay St Louis, Canada / Toronto) yeni takipçilerim var galiba. Şayet geldilerse, hoş geldiler :) Aşağıda bu ay ki ziyaretlerin ilk 5'ini veriyorum, ayrıca haritadan da bakabilirisiniz:
1. Turkey
2. United States
3. Germany
4. Romania
5. Belgium
Türkiye'deki ilk 5 il ise:
1. Ankara
2. İstanbul
3. Adana
4. İzmir
5. Mersin

Çarşamba, Şubat 09, 2011

Nevresim 3 lira, yatak 5 lira,
Ona sarılıp uyumak paha biçilemez...

Pazartesi, Şubat 07, 2011

Şubat tatili vesilesiyle bugün, yarın işe gitmeyeceğim, izinliyim. Gerçi bugün için gelecek zaman kullanmak pek olmamış, saate bakılırsa -di'li geçmiş zaman daha uygun olacaktır, nitekim mesai saatim bitmiş.
Sabahtan beri evdeyim; geç kalktım, yatak toplamaca, bulaşık makinesini boşaltmaca, kirlileri doldurmaca, kediyle ve tezimle oynamaca derken gün bitti. Düşündüm de keşke her gün evde olsam. Her ne kadar bugün pek verimli çalışmamış olsam da, evden çalışmayı bölümden çalışmaya tercih ederim.
Yok bu da yalan oldu, hah buldum mesai saatlerimde evde, mesai saati sonrasında bölümde çalışmayı tercih ediyorum. Böylece rahatsız eden kimse olmayacak, ama kimse olmayacak demiyorum, birkaç arkadaşımın daha çalışmasını istiyorum. Vildan, Turgay, Gökhan, Fatma başlangıç için hoş örneğin...

Pazar, Şubat 06, 2011

Krem Karamel

Krem Karamel diye bir tiyatro oyunu izledim Cuma akşamı. Dişi insanın gerek annelik, gerek karılık, gerek hanımlık diye tanımlanabilecek ezberletilmiş görevlerine ve onları nasıl da gerçekleştirdiğine dikkat çekiyordu. Gerçi  medyanın izleyiciyi kandırmasına yönelik de bir gönderme mevcuttu. Konusunu buraya yazmıyorum ilgilenenler DT'den bakar...

1 saatlik bir oyundu, tıpkı hasta ziyaretinin olduğu gibi tiyatro oyununun (hele hele operanın) kısa olanı makbuldür, böylece tadı damağımızda kalır :P Her neyse keyifli diyebileceğim bir oyundu, izlenebilir efenim... Gerçi başroldeki bayan (zaten 2 kişilik bir oyun) çalışan bir kadın da olabilirdi. Bence o şartlarda bu konu daha etkileyici olurdu.

Çarşamba, Şubat 02, 2011

Geçen gün kocacımla TV karşısında pineklerken Dove'un şampuan (şampuan mı emin değilim, ama saçla ilgili bir şeydi :P ) reklamına denk geldik. "Eksiksiz bir saç bakımı için sizin neyiniz eksik" sloganıyla bitiyor reklam. Kocacım bu sorunun bana yöneltildiğini zannedip; bir eliyle saçımı göstererek, hemen cevapladı sağ olsun :
-Saçımız.