Pazar, Kasım 22, 2009

Yüksek lisans tezimden biliyorum, en baştaki teşekkür kısmı tabii ki en son yazılır, tezin son dönemlerinde yoğunlaşan acı, yorgunluk ve kurtulmanın getirdiği sevinç ile hayatının anlamını kaybedeceğine yönelik garip bir kaygıyla. Acaip bir duygu yoğunluğu içinde yazmıştım teşekkürümü, hala okusam tekrar tekrar, sıkılmam her nasılsa. Herkesi kendimden bildiğimden de tüm teşekkürleri aynı heyecanla okurum...

Bir günde 3 tane tezin teşekkür kısmını okudum. Gonca'nın, Gökhan'ın ve Ümmühan'ın, hepsinde adım var, teşekkür etmişler bana... Çok duygulandım, hatta düşündüm teşekkür ettikleri tam olarak ne diye, mesela geceleri bölümde çalışırken çok meyve soyup götürdüm, besledim Gökhan'ı, ondan mı acaba?

Hele Gonca'nın gidişi de yaklaştı ya, onunkinde bir ayrı duygulandım. Tuhaftır ki sadece kendi adım geçen paragraf değil tamamı etkiledi beni, Vildan'a, Turgay'a, Gökhan'a yazdıkları da. Biz ne güzel bir takımız diye düşündüm, yakında "ne güzel bir takımdık" diyeceğimden korktum...

Cumartesi, Kasım 21, 2009

"Tez önerisi vermem lazım", ancak teslim tarihi tahmin ettiğimizden neredeyse 1 ay öne gelince "bir tez önerivermem lazım" durumuna geçtim. Çarşamba'dan beri bol bol uykusuz kalarak, gayet dengesizce beslenerek, dünyanın abur cuburunu tüketerek, sinir stres içinde her tarafım kasılmış vaziyette, ayrıca klavye ve fare kullanımı yüzünden acı çekerek, tez önerisi yazma çabası içindeyim. Neyse ki durmaksızın çalışmam ancak Pazar'a kadar sürecek, Pazar gecesi teslim. Ne kadar olursa artık... Not: Şu an Cuma gecesi saat 04.00

Perşembe, Kasım 19, 2009

Gülümsemek yerine dişlerimi göstereceğim,
dudaklarımı kımıldattığımda;
Açsam ağzımı bir söz söylemek yerine,
sokacağım sivri dilimle;
Ve baksam yüzüne,
gözlerimden kalp yerine alev topu fırlatacağım...
İçimdeki canavarı ortaya çıkarmasak diyorum,
ama söz dinletemiyorum.

Salı, Kasım 17, 2009

AŞK: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu
"Premenstruel sendrom (PMS) kadınlarda adet öncesi dönemde başlayan ruhsal ya da fiziksel birtakım belirtiler topluluğunu ifade eden bir terimdir. Bu belirtiler genellikle adetin başlamasına bir hafta kala ortaya çıkar ve adet görülmesiyle birlikte birkaç günde kaybolurlar. PMS, iş kaybına, sosyal ilişkilerde sorunlara, kişide depresyona yol açacak kadar şiddetli olabilir. PMS'nin ruhsal belirtileri depresyon, yorgunluk hissi, aşırı uyuma, çevreye ilginin azalması, duygu durumunda dalgalanmalar, sinirlilik, gerginlik, asabileşme şeklinde olabilir. Başağrısı, bulantı-kusma, kabızlık, ishal, iştah artışı, sivilce ortaya çıkması diğer sık gözlenen belirtilerdir." (http://www.jinekoloji.net/dosyalar/pms.html)

Diyorum ki bu dönemdeki kadınlara iş yerinden izin verilmeli. 1 hafta verilse yeter. 4'ünü adet öncesine, 3'ünü de adet esnasına kullanırız. 2'si haftasonu zaten, 5 gün izin yeter. Bu durumda olmak kadar, bu hastalarla aynı ortamda durmak da sakıncalıdır, bence yalnız kadınlar değil erkekler de bu fikri desteklemelidir. Onlar yeterki işe gelmesin biz onların 5 günlük işlerine de bakarız desinler :)

Pazartesi, Kasım 16, 2009

Evlilik aşkı öldürür mü henüz bilmiyorum;
ama akademik hayatı öldürdüğü kesin.

Cuma, Kasım 13, 2009

Eve gelenler arkadaşlarımsa iyi,
eve gelenler "misafir"se kötü,
üstelik bunlar aynı kişiler olsalar bile...
Düz patlıcan yemeğini sevmiyor diye, karnıyarık yaptım geçen akşam kocama. Ev hanımlığı için küçük, ancak benim için büyük bir adımdı; öyle ki birine karnıyarık yapmanın ona gerçekten aşık olmanın bir göstergesi olduğunu bile düşündüm. Ha pek tabii beyim daha kapıdan girer girmez, ona "ilk ve son!" karnıyarığını yaptığımı söyledim o ayrı.

Salı, Kasım 10, 2009

Bayraklar yarıda...

Pazartesi, Kasım 09, 2009

Tezimle ilgili bir salınma halindeyim, aslında bir şey yapmıyor değilim, ama bir türlü netleşemeyen durum, bir çok konu hakkında genel bilgi sahibi olmamı sağlamakla birlikte, tezimin literatürüne katkı sağlamıyor. Sanki boş durmuyor, yürüyorum da; doğru yolda mı yürüyorum, daha kestirmesi vardı da ben uzatıyor muyum, bir yere varacak mıyım hiç bilmiyorum...

Cuma, Kasım 06, 2009

Pakize Suda, şöyle demiş zamanın birinde;

Evlilik;
Eve istediğiniz saatte döndüğünüz günleri özlemle anmanız demektir.
Seksin de memuriyetinin olabileceğini görmeniz demektir.
Kararlarınızı onaylatacağınız bir merci oluşturmanız demektir.
Akrabalarınızın ikiye katlanması demektir.
Talimat denen şeyin sadece amirden alınmayacağını öğrenmek demektir.
Hayallerinizin, ideallerinizin, plan ve programlarınızın yatağınız gibi çift kişilik olması demektir.
Teslim olmak suretiyle esir olmak demektir.
İki ayrı dünyadan bir ucube dünya yaratmak demektir.
...

Çarşamba, Kasım 04, 2009

"Hoşgeldin sonbahar" dedik, yalan oldu:
1) Gelen sonbahar değil, kış sanki
2) Bu gelişi hoş falan karşılayamadım