Yüksek lisans tezimden biliyorum, en baştaki teşekkür kısmı tabii ki en son yazılır, tezin son dönemlerinde yoğunlaşan acı, yorgunluk ve kurtulmanın getirdiği sevinç ile hayatının anlamını kaybedeceğine yönelik garip bir kaygıyla. Acaip bir duygu yoğunluğu içinde yazmıştım teşekkürümü, hala okusam tekrar tekrar, sıkılmam her nasılsa. Herkesi kendimden bildiğimden de tüm teşekkürleri aynı heyecanla okurum...
Bir günde 3 tane tezin teşekkür kısmını okudum. Gonca'nın, Gökhan'ın ve Ümmühan'ın, hepsinde adım var, teşekkür etmişler bana... Çok duygulandım, hatta düşündüm teşekkür ettikleri tam olarak ne diye, mesela geceleri bölümde çalışırken çok meyve soyup götürdüm, besledim Gökhan'ı, ondan mı acaba?
Hele Gonca'nın gidişi de yaklaştı ya, onunkinde bir ayrı duygulandım. Tuhaftır ki sadece kendi adım geçen paragraf değil tamamı etkiledi beni, Vildan'a, Turgay'a, Gökhan'a yazdıkları da. Biz ne güzel bir takımız diye düşündüm, yakında "ne güzel bir takımdık" diyeceğimden korktum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder