Çarşamba, Ağustos 21, 2013

11 Temmuz 2013 - Facebook Durumu

O kadar çok düşünce var ki kafamda yazamaz oldum. Bir çocuk daha öldü! Yok hayır! Ölmedi öldürüldü! Hem de dövülerek! Birini ÖLÜMÜNE DÖVMEK ne demek yahu?! Benim aklım almıyor, vuracaksın elinde sopayla, satırla, çubukla; o kadar şiddetle vuracaksın ki kan fışkıracak üstüne, ama umursamayacaksın; o kadar hızlı vuracaksın ki kırılan kemiklerinin sesini duyacaksın. Öyle çok öyle çok vuracaksın ki, inlediğini, boğazından gelen kanlı hırıltısını duyamaz olacaksın, sonunda öldü zannedip bırakacaksın. Aklım almıyor :(

Bense dün yürürken, üzerine basılmasın diye sarmaşığı kenara ittim, ben bu sabah odadaki sineği camdan dışarı çıkarabilmek için dakikalarca uğraştım. Benim bu kafam birini öldürene kadar döveni, bir çocuk öldü diye sevineni, bu ölüme, bu eziyete ses çıkarmayanı nasıl alsın?

Empatiden bu kadar yoksun insanla benim aynı ülkeyi bırak, aynı gezegende ne işim var? Hiç mi birini sevmediniz, çocuğunuz, kardeşiniz, sevgiliniz, arkadaşınız olmadı mı bir tane bile? Onların ölene kadar dövülmesi fikri hiç mi gelmiyor aklınıza? Hiç mi acıtmıyor yahu yüreğinizi? Ben Ali'yi dövenlerin bile dövülerek öldürülmesini istemem. Ama ben hala vicdanı olup da sessiz kalan varsa, onun ses çıkarmasını isterim. Bunca nefret söyleminin, "evde zor tutuyoruz" kışkırtmalarının olmaması gerektiğini fark ederim. Of off...

Hiç yorum yok: