Salı, Temmuz 03, 2007


Dogum gunum yaklasıyor, 27'e giriyorum. hani kucukken evlenmeyi planladıgım yaşa, butun aileyi icine toplayabilecegim ucgen ev hayallerimi gerceklestirmeye başlamam gereken yaşa, düşlediğim hayatı tamamen kurmuş olacağımı hayal ettiğim yaşa... 0-6, 7-12, 13-17, 18-26 diye gruplamıstım yaslarımı, bir basamak üste çıkıyorum anlayacağınız, 27-35'e giriyorum. bundan önceki başlangıçlar tamamen mutluluk doluydu, 7'de ilkokula başlamış büyümüş, abla olmuştuk, 13'de genç kız oluyorduk, 18'de barlara girebilecek, araba kullanabilecek, yetişkin kabul edilecektik, veli denen kelimeyi çıkartıyorduk sözlükten. oysa 27 başka bir şey, kutlayacak bir şey barındırmıyor pek içinde, "oo 30'lara dayandık, yolu yarıladık sayılır" diye sevinecek halimiz yok ya... sanırım çocuk degilim artık, belki genc bile değilimdir... saclarımın kısacık ve karman çorman görünmesi, sokakta ordan oraya zıplayabiliyor, koşturup kudurabiliyor olmam, sevmek için kedilerin peşinden gitmem, terliklerimi elime alıp yürüyebilmem, ağaçtan kiraz toplayabilmem, bir çocuğun neşesine sahip olmam değiştirmiyor yaşımı... çok fazla gösterge var cocuklugumun bittigine dair; yaz 3 ay değil, 15 gün artık. en yakın arkadaşımla iş çıkışı bi kahve içmeyi planlıyoruz, sohbet etmek için ogle tatillerinde bulusuyoruz. kıyafetler değişmiş ister istemez, dolaptaki gomlek yogunlugu artmış, alısveriste ayaklar tercih etmedigi halde şık ayakkabılar tercih edilmeye baslanmış. hesaplar baska birinin degil bizim onumuze bırakılır olmuş yemek sonrası... erkekler yakışıklı-çirkin diye değil, vakit kaybı-olası koca diye kategorize edilmeye başlamış. gözler yorgun, kenarları kırışık... eller de öyle... tadına bakılmış bir çok şeyin, bir dolu yer gezilmiş, bir sürü insan tanınmış, mutluluk da, hüzün de görülmüş, her cinsten çeşit çeşit anı kaydedilmiş hafızaya; çok fazla bilinmeyen kalmamış... zor şey 27'sine girmek, şehir değiştirmek gibi, hoşgörü ve bol not dolu liseden üniversiteye geçmek gibi, Antalya'dan Ankara'ya dönmek gibi zor bi şey...

Hiç yorum yok: