Çarşamba, Kasım 21, 2007

Bu mudur yani dünyanın kuralı? Gecenin sonunda kazanan hep çok makyajlı olan mıdır? Saklayan mıdır, yüzü gibi yüreğini de? İki kelimeyi bir araya getirip konuşamayan, şişenin kapağını açamayan, üç yudumda sarhoş olan mıdır? Tercih hep güzelden yana mıdır içten olandansa, cilveliden mi merttense? Standartlara uygun olanlar mıdır hep gözdeler? Tek bir noktadan yapılmış gibi üretimleri, aynı boyalı saça, aynı renk fara, aynı marka bluza sahip binlerce olduğu umursanmadan, onlardan biri mi seçilir her zaman? Altındaki arabadansa aklına, pahalı hediyelerdense iki satır nota, gittiği mekanlardansa sokak köpeğine tavrına bakanlar, boyalı dudakların yanında hep sadece sevimli bulunan küçük kız gibi mi kalırlar?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

tabiki de onlardır seçilen. aynı soruyu hayretler içinde ben de sorardım kendime. nası bu böyle olabiliyor diye, ama senin yazını okurken aydınlandım bi an da :)

tabiki onlardır seçilen ve bunda şaşacak bişi yok.

yer yüzündeki bütün insan evlatlarının bikaç ortak özelliği var. birincisi her durumda tutarlı olma/görünme ihtiyacı; ikincisi bilmediğinden, yabancı olduğundan kaçınması. (ben uydurmuyorum bunları araştırmalar öyle diyomuş -inanırım bende)

e şimdi bu boyalı bebeklerin hepsinin üretimi aynı noktadan ya, seri imalat ürünüler ya artık bunların eksiği, gediği fazlası, nerde arıza vereceği, bunlara hangi durumda nasıl davranılması gerektiği falan ortak bir bilgi olarak toplumda mevcuttur.

Kim niçin, birisini altındaki arabaya göre kodlamakdansa aklınının nasıl çalıştığına göre kodlamaya çalışarak yorsun ki. pahalı bi hediye almışsa birisi, sen de gider ona pahalı bi hediye alırsın. bu herkesce bilinen bişidir. peki ya iki satır not yazdıysa. haydaaa nolcak şimdi, ona mı kafa patlatacak. yok ki bunun bilinen bi karşılığı, ii bende bi not yazıyım desen... aman ne yazıcam şimdi o da zor iş.

tabi ki de onlar seçilecek ve bunda şaşacak hiç bişi yok.

en iyisi ben sana şöle en parlağından bi ruj alayım şekerim.