En bitti dediğin anda, bir kibrit çakılıp atılmış gibi benzin dökülmüş odaya; tutuşuverir kalp birden ve beliriverir aşk yeniden, dolanmaya başlar damarlarında. İşin kötüsü, hani boğulan adam vardı ya(*); o tam da öldü sandığında... Kendine yazıp çizdiğin herşeye sil baştan başlarsın işte, unuttuğunu zannettiğin, hiç umursamaz hissettiğin o anda.
Boynunun kuytusunun o hiç değişmez kokusu gelmiştir belki burnuna, parmağı dokunmuştur koluna, bir şarkı çalmıştır sana ya da oturmanız yetmiştir yanyana. Böylece aylardır karşılaşma anı için elinde tuttuğun baltan kayıp düşüverir toprağa...
(*) 26 Ekim 2007 tarihli yazıdan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder