Pazartesi, Ocak 25, 2016

Çamkoru'da Kar Keyfi

Bilmem blogda yer almış mıydı daha önce ama bazen günübirlik yürüşüye gidiyoruz, Ankara çevresinde yerlere. Çamkoru da daha önce gittiğimiz yerlerden biri. Bol kar yağışının ardından bir kara bata çıka yürümesi çekti canımız. Karın keyfini sürelim dedik, D&C çifti, Emre ve iki arkadaşıyla vurduk kendimizi yollara. Termosta çayımız, paketli sandviçlerimizle güzel bir Pazar geçirdik :)

Çarşamba, Ocak 20, 2016

Bütün hayvanlar eşittir, ama bazıları daha eşittir

Ne zamandır kitap yorumu yazmadım sanırım bloga. George Orwell - Hayvan Çiftliği ile bir tane ekleyeyim. Orwell'in 1984'ü, tavsiye edeceğim ilk 10 kitap arasına girer. Hayvan Çiftliği de epeydir okuma listemdeydi. Tiyatro oyununa bilet bulunca (Fatma sağ olsun, ekibimizin tiyatro komitesi), apar topar araya aldım okuma işini. 1945'de yazılmış, bugünün Türkiye'sinde maalesef geçerliğini yitirmediğini üzülerek hissettiğiniz inanılmaz yalın ve etkileyici kitap. Akün'de sahnelenen tiyatro oyunu ise güzel bir uyarlama olmuş. İzlemeye değer. Okuyunuz, mümkünse izleyiniz :)

Cumartesi, Ocak 16, 2016

Yazmaca

2015'i biri de geri dönük olmak üzere yeni eklediğim, 12 yayınla kapattım. 10 yılı devirmiş blogum ve ondan evvel el yazımla dolu 3 günlüğüm bu kadar seyrek bir yazım görmemişti sanırım. Büyük kararlar almaya pek de meraklı olmadığım yıl sonlarında - yılbaşlarında 'bu sene daha sık yazacağım' demek çok da zorlayıcı bir karar olmaz zannımca.
Yaşam iyice zorlaştı gerçekten, boğazına biri basıyormuş gibi geliyor, her sabah daha boktan bir haber gazete manşetlerini kaplıyor. Son furyada şiddet istemediklerini açıklayan bir bildiriye imza atan akademisyenler tutuklanırken; ben de imzalamış mıydım diyen yanım korkuyor, imzalamadığımı fark edip rahatlayan yanım utanıyor, bu duyguları hissettiğimi gören bir başka tarafım nefretle doluyor, bir diğeri onu sakinleştirmeye çalışıyor, işte böyle tilkiler kafamda dönüyor da dönüyor. Tüm bu baskının yanında işe gidip, günlük yaşantımıza devam ediyor, diğer streslerimizle boğuşuyoruz.
İşte bloga yazma işi, ufak küçük güzel şeyleri buraya yazıp yansıtarak, hem yazarken hem okurken tekrar tekrar yaşamak mantıklı geliyor. Geriye kalan ruh sağlımızı korumak için önemli, kaldıysa tabii. Yazdıklarımdan dolayı sıranın bana geleceğini ya da suskunluk sarmalının dibinde korkudan çürüyüp gideceğimi düşününce, ikisinin ortasında bir yerde bunaldıkça az bir şey yazmak da iyi fikir gibi.
Not: Penguen'in bu kapağında çiz 2014'ün üstünü, yaz 2015'i, maalesef aynı etkiyi yaratıyor, hatta tekrarlanabilirliği acıklı halimizi daha bir ortaya koyuyor.

Cumartesi, Ocak 09, 2016

Kendine bir çeki düzen vermen dileğiyle hoş geldin 2016

Yeni yıla Ankara'da girdik. Önce aileler sonra Dalsu'lardaydık. Selin ve Deniz gelmişti İstanbul'dan, biz de Hakan'lar ve Onur'larla beraber onlarda takıldık. Dalsu'nun büyülü ellerinin değdiği belli olan (ne kadar keyifli olabilirse o kadar) keyifli bir akşamdı.

2016 kötü başladı, umarım önümüzdeki aylarda, tüm bunlar arkada kalır ve biz bu yılı da sevebiliriz...