Salı, Ağustos 19, 2008

March 27, 2006 - guzel bi yazi buldum...
(http://kendicapimda.blogspot.com/search?q=sal%C4%B1ncak)

Kendi basina ayakta duran genç kadinlarin akillarinda bir tahterevalli: Evlensem de bir limana siginsam mi, yoksa hayat böyle yalniz bir macera olarak mi kalmali? Böyle olunca da yasamak bir salincak! Peki iki uç arasinda sallanarak mi geçecek hayat? Böyle çok güzel aslinda. istedigin kadar çalis, istedigin yere git isten sonra. Kararlarini kendin ver, kimseye sorma tatil yapmaya karar kildiginda. Paralari kazan, istedigin gibi harca. İstedigin maceraya zipla. İster dalgiçlik kursuna git diplere dal, ister parasütle uçaktan atla. Deneyimler sonsuz, hayat boyu cigerlerini doldura doldura yasa! Anneler, babalar geldiginde "uygunsuz" yasamin izlerini ortadan kaldirdiginda, "Herkesin keyfi yerinde" aslinda! Ama sonra faturalar geciktiginde, is yerinde kazik yediginde ve sana hayat "Otur asa'a!" dediginde, sen bi' güzel poponun üzerine çakildiginda... Dün, önceki gün, önceki ay ve bir önceki sene tam da böyle oldugun zamanlar aklina gelip, birlesip bir kara buluta dönüstügünde... Pusetlerdeki çocuklara bakip iç geçirdiginde, kendinde evlenmeden çocuk yapacak cesareti bazen bulup bazen kaybettikçe... Maceralar öyle kenarda dururken birden kendini o divandan ayaga kalkacak, bu televizyonun emniyetli ekranini birakamayacak kadar korkak hissettiginde... tam tersine bakalim bir de! O çok sevdigin adamin, "Aslinda biz bir ömür birlikte yasayabiliriz" dedigin adamin, tam da uyurken, o hiç bilmezken onu izlediginde, garip bir biçimde yüzü sana çirkin gelmeye baslarsa eger? Bir gün sikilirsan eger, gitmek istersen? Aniden canin Brezilya'ya gidip sahilde oturmak isterse, okyanusa karsi? Birdenbire hayatini, kendini ve tüm etrafini degistirmek istersen? Ya da sadece tek basina evde oturmak istersen bir gün, "Tuhafsin bugün biraz" cümlesini duymaya katlanamayacak kadar yalniz olmak istersen? Ya dogurdugun çocuktan sikilirsan? Onu pencereden atmak istedigin zamanlar olur da bunu diyemezsen? Ya artik "evli ve çocuklu" oldugunda kendin gibi olmazsan? Sanki hayatin elinden alinmis gibi olursa, ütülü havlularin arasina sikistirilmis birisi gibi durursan? Birden kendini akraba ziyaretlerinde bulursan, bacaklarin bitisik ve yüzün burusuk olarak? Tam da sarhos olmak istedigin bir günde aksama taze fasulye ayiklamak zorunda kalirsan? Taze fasulye! İyi bir zamanlamayla taze fasulye bile öldürücü bir silah olabilir aslinda! İliski sahtekarlik midir? Iste tam da böyle tahterevalli bir kadin, Kahve'de oturuyordu. Kötü bir aliskanlik biliyorum ama ben de onlari dinliyordum. Kadin, yakin bir erkek dostuna bir seyler anlatmis, belki biraz akil danismis olacak ki erkek konustu: "Sen maceralarindan yorulunca dinlenecek bir liman istiyorsun. İliski öyle bir sey degil canim!" Kadin iki eli yana açik, çaresiz karsi çikiyordu: "Tam öyle degil aslinda!" Erkek biraz sinirlendi galiba: "Sekerim sen sahtekarlik yapiyorsun! Adamlari da kandiriyorsun aslinda. Çünkü yeterince dinlenince sikiliyorsun, sonra da gitmek istiyorsun!" Kadin iyi bir kadindi aslinda. Öyle gibi geldi sesi bana. Ne kimseyi kandirmak ne de sikilmak istiyordu. Sadece öyleydi iste. Gençti kadin. Kadinlar, maceralarinin önüne çikmayacak adamlari bulana, onlari bulmayi ögrenene kadar yaslaniyorlar mi acaba? Nasilsiniz adamlar? Erkekler de böyledir belki. Maceralara çikmak istiyorlardir, çikip dönüp yorulunca bir kadinda dinlenmek istiyorlardir belki de onlar da. Onlarin ayricaligi maceradan, fetihten, avdan döndüklerinde kadinlari bekler bulmalari, bunu talep etme haklari galiba. Nihayetinde zaferleri kadinlar için kazaniyorlar ya?! Erkekler gibi degiliz biz. Yalnizlikla, sonsuz bir yalnizlikla cezalandiriliyoruz maceralara çikmaya kalkinca... Bu yüzden, durmadan yolculuklar eden, maceralara çikan bir kadin ya da sehpasinin üzerinde cocuklarinin resmi duran ve son otuz yilda ne yaptigini düsünen bir kadin olacaksin elli yasina vardiginda. Her ikisini birden yapmaksa... Denemesi bedava!

Hiç yorum yok: