3 ay sonra...
- Neyse ya sen beni boşver, senden, seninkinden naber? dedi Arzu konuyu kapatmak istercesine.
- Bi problem yok bizde, iyi gidiyor herşey. Boşuna değiştirmeye çalışma
konuyu, beni değil seni konuşucaz. dedi Selen, Arzu'nun kaçma çabasını
bastırcak şekilde. Birbirlerini 3 aydır görmüyorlardı. Önce Selen
çıkmıştı yurtdısına tatil icin. O geldiginde ise Arzu gitmisti. Bir kac
kez telefonda gorusebilmislerdi. Cızırtılı telefon gorusmelerinden 2
carpici nokta cikmisti. Birincisi Ece'yle küstükleri, ikincisi ise o
evli adamla olan ilişkisinin bittiğiydi. Yurtdışına çıkışı da her
zamanki gibi kaçmak içindi anlaşılan. Selen üzülmüştü iki habere de.
Gerçi sevinmesi gerekiyordu, en azından bu çarpık ilişkinin bitişine.
ama arkadaşının kırılan kalbini düşündükçe üzülmemesi elde değildi.
Konuya Ece'yle girmeye karar verdi.
- Ne şimdi kızım sizin derdiniz, niye bozuştunuz Ece'yle? Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmiyordu.
- Ya inanki konuşmak istemiyorum bu konuyu. Biliyorsun Ece, Yavuz'la
müstakbel kocasının arasında kalmıştı. En sonunda da tatile çıkmaya
karar vermişti kafa dinlemek icin. İkisinden de ayrılacaktı. Sanki
bunları söyleyen o değilmiş gibi devam etti, ikisiyle de konuşmaya.
Biliyosun Yavuz benim yakın arkadaşım bi noktadan sonra ister istemez
bulaştım işin içine. Derken sarpa sardı işte. Birbirimize girdik. Ağır
sözler söyledik. Şimdi de -meraba-meraba- başka bi şey yok.
- Haydaa! diye söylendi Selen, elini dizine vurarak. Oldum olası
anlayamazdı iki hemcins dostun kavgasını. Gerçi bi kere başına gelmişti.
Ama bambaşka bi mevzuydu o. Kavgayı çıkaran Selen olmamıştı, küsen de, o
sadece düzeltmeye çalışmıştı aralarını, hepsinin bir yanlış
anlaşılmadan ibaret oldugunu dusunuyordu, ama sonunda yorulup
bırakmıştı. Herşeyin belli bir enerji karşılığı oldugunu dusunuyor ve
duzeltmeye calistigi bu iliskiden, alacagi bir enerji olacagina
inanmiyordu. Ustelik düzeltmek icin harcadigi da cabası.
Sıyrıldı düşüncelerden ve ister istemez
- Ben sana söylemiştim. dedi. Girmeyecektin aralarina, of Arzu, hiç akıllanmıyorsun!
Arzu'nun başını önüne egdigini gördü, onu kırmak istemiyordu. Ama geç
kaldıgını hissetti, yine de zararin neresinden dönerse kârdı. Konuyu
değiştirmek istedi, bu mevzuya sonra dönecekti.
- Pekala kapatalım bu konuyu, sonra yine döneriz. Ayrılık meselesini anlat. Nası kapandı o konu?
- Aah! işte o konu öldürüyor beni! İzmir'e biletimi almıştım, hatırlıyor
musun, senle görüştüğümüz son gün. Ama bunu söylemedim bizimkine.
Sürpriz yapmak istedim. Gittim otele, son bir kez karısını kontrol
ettim, iş yerini aradım, ofisindeydi, kapattım telefonu. Oda numarasını
buldum bizimkinin. Çıktım odaya, tıklattım kapıyı ve "oda servisi"
dedim. Araladı kapıyı belinde sadece bir havlu vardı. Daldım içeri ve
sarıldım boynuna. Şaşkınlık içinde yüzüme bakıyordu. Bir kaç saniye
içinde kavradım olayı. Yatakta onu bekleyen bi kadın vardı. "Sevgilim"
diye seslendi. Dondu kaldı, ne yapacağını bilemedi, çarptım çıktım
kapıyı ben de. O gün bugündür konuşmadık bi daha.
- vay be! bir türk filmi edasında bitirmişsiniz ilişkiyi. sana bişey
söyliyim mi? bence iyi olmuş. yoksa iyice süründürecekti bu seni.
temizinden, herifin de kıymet verilcek biri olmadığını anlamış şekilde
bitmiş.
- Evet evet ben de aynı şekilde düşünüyorum. Geçti gitti... hiç
düşünmedim zaten yurtdışındayken de, aklıma bile gelmedi, bi süre
sonra...
- Ece napiyo peki şimdi?
- Onun bi kankasi var Berrin diye, bilmiyorum tanıştın mı? Neyse işte
onla karşılaştım gecen gün. Naptı, ne etti diye sordum. İyiymis.
Erkeklerin ikisini de çıkarmış hayatından. Kendine bi çeki düzen
veriyomuş. Mezun olmuş ve bi işe başlamış. Bu aralar da hayatında kimse
yokmuş. İş-ev-arkadaşlar arasında gidip geliyomuş. İşte öyle.
- İyi iyi sevindim onun adına. Küslüğünüz konusuna daha detaylı eğilcez.
Ama şimdi kalk da biraz dışarı çıkalım. Karnım acıktı, bişeyler yer
içeriz.
- Tamam.
- Aaa! unuttum söylemeyi! Pınar sevgili yaptı kızım kendine. Tanıştım ben, çok tatlı biri!
- Aaa! hadi ya! çok sevindim. ben sana söyliyim, evlenirler onlar...
- Hoppalaa, daha tanımadan etmeden nerden biliyosun.
- Biliyorum biliyorum. Elmanın sapı, üzümün çöpü diye kimseyi beğenmedi
Pınar bunca yıldır, bunu beğendiğine göre bi hikmet var. Ben bekliyorum 6
aya evlilik kararını , bak görürsün. dedi Arzu bilmiş tavırlarıyla.
Güldü Selen;
- Ne diyim olabilir, hayırlısı. Dur dur bi iki haberim daha var. Evlilik diyince geldi aklıma, Bahar evleniyo bir kaç ay içinde.
- Siz tanıştınız mı çocukla?
- Evet, Pınar da ben de sevdik. İyi birine benziyo. En azından çok kıymet verdiği belli.
- Ozan naptı? Ohoo amma çok konu birikmiş, kurumuş kalmışım, dedikodusuzluktan. dedi Arzu kikirdeyerek.
- Yok onda bir şey, o son kızdan da ayrıldı, hani sarışın olan, 5 ay
filan çıktılar işte. Gönlüne göre birini bulamadı yaa, üzülüyorum valla.
- Suat?
- İyi, yerinde keyfi, bıraktığın yerde, bi gelişme yok onun da
hayatında. Eski karısı aramış geçen gün. Şaşkındı biraz. Öyle havadan
sudan konuşmuşlar. Peki ya Gamze'den haberin var mı? Döndü Türkiye'ye,
bitirdi geldi okulu. Bil bakalım hangi güzide şehrimize taşınıyo?
- Nolcak İstanbul'a taşınıyodur.
- Evet. dedi Selen dudaklarını büzerek. Üzülüyordu Gamze'nin gidişine,
gerçi buralarda da iş bulmasının zor olduğunu biliyordu. Hem en yakın
arkadaşı da ordaydı Gamze'nin. Orada daha mutlu olurdu muhtemelen. Tüm
bunları geçirdi aklından dalgın bakışlarla.
- Hadi hazırım ben. dedi Arzu rujunu sürerken. Kalktı Selen koltuktan.
Kapıyı kilitledi Arzu, Selen kaç yıldır bu kapıyı çaldığını düşündü, kaç
kez Arzu'nun bu kapıyı kilitleyişini izlediğini. dostlarından
uzaklaşmanın ne korkunç bir şey olacağı fikri dönüp duruyordu kafasında
ne zamandır, ya o bu şehirden gitseydi, ailesi, arkadaşları, sevdigi,
alistigi yerler... Aykut ona başka şehirde yaşama hayallerini
anlattığından beri, durmadan bunlar geliyordu aklına... o sırada trafik
ışığına takıldı gözü.
- Arzu koş koş yeşil yandı, geçelim karşıya diye çekiştirdi Selen Arzu'yu.
Karşıya geçtiklerindeyse koluna girdi Arzu Selen'in, başladılar yürümeye, nerede yiyeceklerine karar vermeye çalışarak.
- İkizleri de mi arasak dedi Selen. Belki bu taraftadırlar, bizimle gelirler yemeğe.
- Tamam dedi Arzu. Onlarla da görüşemedim, geldiğimden beri. Arayalım tabii...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder