Salı, Aralık 16, 2008

Sezgin Kaymaz ve İlhami Algör'den sonra bir yeni dönem Türk yazarını daha keşfettim. Alper Canıgüz. Okuduğum ilk kitabı da "Gizli Ajans". Gayet hoşuma gitti. Şimdi diğer ikisinin peşindeyim... “Borges ile Kemalettin Tuğcu’nun aynı kişi olduğunu öğrendiğimde, hayatta bundan daha korkunç bir gerçekle karşılaşmayacağımı düşünmüştüm. Heyhat, ne kadar da yanılmışım.” şeklinde başlayan kitabın arka kapağın şunlar yazılı:

“Patronunuz Şeytan Bey’dir ve sizden de çok hoşlandığını söyleyebilirim.”Neydi bu şimdi? şaka mı? “Öyle mi?” dedim bu manyakça oyuna bir tur ayak uydurmaya karar vererek. “Nereden biliyorsunuz?”“Kendisi söyledi.”Elimden geldiğince aptal gibi görünmemeye çalışarak gülümsedim. “Ben kaçırmışım o kısmını.”“Sizin hatanız değil. Telepatik olarak iletti düşüncelerini.”“Evet anlıyorum,” diye kestirip attım, yeni işimi daha başlamadan bırakmak zorunda kalmamak için. “Öyleyse kendisine teşekkürlerimi de iletin.”“Ona kendiniz de teşekkür edebilirsiniz,” dedi Tunçay Bey bıyık altından gülerek. “Şeytan Bey görüşmenin başından beri burada, aramızda bulunuyor.” Bardağına iki buz attıktan sonra pipetini uzun uzun emdi ve boş bakışlarıma yanıt olarak, o kocaman işaret parmağıyla, masanın üzerinde psikopatça beni kesmekte olan kara kediyi işaret etti.

Hiç yorum yok: