Ya ben yeni evine taşındığında dolap yaptırmakla uğraşmak istemediği için aylarca kutular içinden kıyafet bulup giymiş adamım, odasının lambası anası tarafından gezilip tozulup bulunmasa duyla oturmaktan rahatsız olmayan, benzer şekilde halısını annesi beğenip getirmese çıplak zeminden bir gıdım rahatsızlık duymayanım. Odasındaki masasını, radyodan alışveriş hakkı kazanmasa, yıllarca almaya niyeti olmayan, kütüphaneyi ise yıllardır yaptırmayıp sonunda da evlendiği için yaptırmadan evden ayrılan; yatak başını kocası istediği, komidini yaptırmasa eve gelen herkes 50 soru sorar diye onlarla uğraşmamak için yaptıran biriyim. Nitekim yıllardır kendim bir komidine sahip değilim, rafları üst üste koyup kendime bi başucu yapmışlığım falan var. Aah ah... Ben ki alışverişten bu kadar nefret eder, aynı zamanda mobilya konusunda bu kadar gevşekken bu hallere düşecek adam mıydım? Vaah vah... Bittim ben bittim, daha evlenmeden yoruldum, işin ucunda sevgiliyle paylaşılacak bir yuva ve bir ömür olmasa çekilmez bu çile... Tek sevinilecek nokta, bu sürece katlanabilmemin, onu ne çok sevdiğimin bir kanıtı olduğunu görmek ve bu sayede onun kıymetini bilmek olabilir :)
2 yorum:
o şebnem benim di mi :)
O zaman sana bisey daha söyleyeyim, herşeye değiyor.
kikkkikik :)
Yorum Gönder