Pazar, Ekim 20, 2013

Chios

Bayramda Sakız Adası'na gittik ailecek (büyük ailecek - babanne, amca, yenge, anne, baba, kardeş, eş). Daha önce 4-5 tane Yunan adasına gitmiştim, ama Kos ya da Sakız gibi burnumuzun dibinde olanlara, feribotla 40 dakikada geçilenlere değil. Sanırsın Türkiye, adanın yerlisi Türklerle içli dışlı, demleme çaydan Türk kahvesi ikramına kadar her şey var. Çoğu Türkçe konuşuyor, bol bol şakalaşıyor. Sakız güzel, ama tahmin edeceğiniz gibi kaçırılmaz bir yer değil. Çeşme'den feribotla geçtik, gidip gelmesi gayet rahat. Orada da araba kiralayıp gezdik. Kısa bir değişiklik yapayım derseniz gidebilirsiniz :)

Çarşamba, Ekim 09, 2013

Konser bitmesin

Konser sezonunu açtık, en son Olimpos'ta keşfettiğim grubu yazmıştım, Luxus! Bu ara bol bol dinliyorum.
Onu geçelim, esas gelelim Ankara konserlerine! Pink Martini, Goran Bregovic, Anjelika Akbar ve geçen Pazartesi de HÜ Senfoni Orkestrası konseri olmak üzere hızlı bir konser takibi işine girdik. Hepsi ayrı cins, hepsi ayrı güzel.
Pink Martini konserine daha önce 2 ya da 3 kez gitmiştim. Ancak solist olarak Storm Large'ı hiç sahnede izlememiştim, oldukça beğendim, hiç böyle bir sahne hakimiyeti görmemiştim desem yeri. Doğal, güzel ve seksi biri bana göre...
Bregovic sağ olsun Türkiye'ye hep aynı ekiple geliyor, iyi de ediyor, Düğün ve Cenaze favori albümlerimizden zaten. Her yıl aynısı olsun, her yıl gidelim.
Akbar'ın özellikle Su isimli bir albümünü döndüre döndüre dinlerdim, ancak hiç canlı performansını izlememiştim, o da oldu, fena da olmadı. Tabii diğer canlı, capcanlı ve kalabalık konserlerden sonra biraz sessiz, biraz fazla dingin geldi...

Cuma, Ekim 04, 2013

Tam anlamıyla "Sahilde Kafka"

Yeni bir seri kitap siparişim geldi. 4 yeni kitap okuma listeme girdi, onlardan duyduğum heyecan, bana ne zamandır günlüğe kitaplarımı not düşmediğimi hatırlattı. Ucundan başlayalım:

Bu yaza Sahilde Kafka ile başlangıç yaptım, Haruki Murakami'nin okuduğum ilk kitabıydı. Bilgehan yazarın övgüsünü duyup hediye almış sağ olsun. Yazarla tanıştığım için mutluyum. Oldukça enteresan biri. Kitapta çok fazla metafor var, biraz karışık geliyor ve tam anlamıyla da bir yere bağlanmıyor gibi bir his veriyor, okurken acaba anlayabiliyor muyum diye kendimden şüphe etmedim değil. Daha sonra okuduğum bir röportajında, Sahilde Kafka'nın anlaşılması için en az 2-3 kez okunması gerek dediğini öğrendim yazarın. Yine de keyif aldım ve etkilendim diyebilirim. Altını çizdiklerim:

"Kedi bir an ne yapması gerektiğini kestiremedi. Sonra sanki bir şeylerden vazgeçmiş gibi konuştu.
 -Hmm... Sen konuşabiliyorsun demek.
- Evet. dedi yaşlı adam."

"Normal olmamak ile farklı olmak arasındaki ayrımı henüz tam olarak anlayamıyordum."

"Üstün nitelikli tamamlanmamışlık insanın bilincini tahrik eder, konsantrasyon yeteneğini artırır."

"Başına buyruk tezler, içi boş laflar, dağınık ideolojiler, kalıplaşmış sistemler. Beni gerçekten korkutan, böyle şeyler işte."