Çarşamba, Mayıs 17, 2006

Adana macerasi

kapattigimda gozlerimi pembe zakkumlar beliriyor,
bir dost kahkahasi kulaklarimda,
göl kiyisindayiz ama yuksekte,
göl asagida, bir deniz edasiyla uzanmakta.
yesillerin arasindayiz,
dallar kirmizi kareli eski ortunun uzerine kadar inmis.
masadakileri yemeye doyum olmuyor.
kuslari duyuyorsun devamli,
hatta biri tam burnunun ucundan ucuveriyor.
çayın biri gidip digeri geliyor, tıpkı saatler gibi.
derken sabah serinligi yerini gunese birakiyor usulca.
doga gunese teslim oluyor saygiyla...
kalkma vakti geliyor,
cennetin kapilarindan cikiyorsun, girdigin gibi,
ne de olsa gercek hayata donme vakti...

Hiç yorum yok: