(editörün notu: yazarımızın 11 Eylül tarihli zâhir adli parcasinin okunmasi bu yazıyı okumak icin ön koşuldur...) cok artistim di mi:)
Zâhir ruyamdan sonra, sanki "ama o sadece bi ruya" diye dusunenlere
inat, somut birsey oldu dun. yillardir zâhirin sokagindan her gectigimde
onun evine, arabasina, oralarda olup olmadigina bakarim. ne yalan
soyliyim oldukca sık gectigim bi sokak aslinda. hatta bi de itirafta
bulunim, cogu zaman yolumu uzatip da gectigim bi sokak. gerci nerdeyse
son 6 aydir yolumu degistirmiyorum onun icin. ama yolum dustugunde de
kendimi bakmaktan alikoyamiyorum. ordan her gectigimde, acaba bi gun bu
sokaktan kafami onun evine cevirmeden gecebilecek miyim, yoksa ömrümün
sonuna kadar onu gozleyecek miyim diye dusunurdum yillardir. dun
sokaktan gectim, sokak bitti, caddeye kadar geldim. ve o an fark ettim.
cevirmemistim kafami ilk defa, dönup evine, ışıklarına, arabasina
bakmamistim, umutlanmamistim o sirada asagida merdivenlerde olur mu
diye. gidip bi içki alayım kendime, yüreğimin özgürlüğünün şerefine :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder