Paulo Coelho
okuyuculari el kaldirsin! Epey el goruyorum havada. Ben de varim onlarin
arasinda. ışığın savascisinin el kitabi, veronika ölmek istiyor,
simyacı, piedra irmaginin kiyisinda oturdum agladim gibi eserlerini
okudum. gecende de ZAHİR'i okudum, hani su son kitabi. beklentim biraz
yuksek oldugundan olsa gerek, muhtesemdi diyemeyecegim ben. her ne kadar
cok guzel elestiriler aliyor olsa da. aslina bakarsaniz burda kitabi
yorumlamak yerine, zahir kavramiyla ilgili bir yazi yazacagim.
Zahir, kelime anlami olarak gözle görülen, somut, acik demek olsa da,
yazarimiz Zahir'i insanin icindeki ukde, hep gerceklestirmek istedigi
bir hayal, yillardir olmasi icin dua ettigi bir sey veya bir turlu
nedenini bulamadigi icin kendi kendini yedigi bir terkedis, kisaca
insanin icinde kalan ve sonsuza kadar yasamaya mahkum olan o huzursuz
edici sey olarak tanimliyor. ornegin roman kahramaninin "zahir"i onu bir
gün hic bir sey soylemeden terk eden karisi. karisini cok ozlemiyor
belki, hatta belki o kadar kiymet de vermiyordu. ama bir turlu gidisinin
sebebini bilememek, hayatinin her aninda onu dusunmesine sebep
oluyor...
simdi zahir'i olanlar el kaldirsin. cok di mi? eminim coktur. benim bile
bildiklerim var bikac tane. Hani bi kiz var Hakan'ın sevdigi, o iste
bence Hakan'ın zahiri... hep konustuklari, ayni sehirde bulunacaklari
icin heyecanlandigi, aradigi, aramayi kestigi, aradigi icin kendine
kizdigi, aramamaya söz verdigi, tekrar aradigi, tekrar kendine kizdigi,
icin icin elbet bir gun gelecegine, geri donup, onun kiymetini
anlayacagina inandigi kiz. veya Ozan'in eski sevgilisi, ona olan aşkı
hic bitmeyen, ustune kimseyi sevemedigi, hayatinin geri kalaninda
kimseye deger verememesinin nedeni, her yeni kiz arkadasin dudaklarinda
onun sozlerini, gozlerinde gözlerini arayisi. dönüşü olmayan yol... bi
erkek var hani, Pinar'in beraber olsalar nasil olacaklarini bir turlu
bilemedigi, hem olmali diye dusunup, hem olmamali dedigi. belki bir
"arkadasimin aşkısın" vakasi oldugundan, belki beraber olamayacaklari
acik ve net goruldugunden unuttugunu iddia etmenin kolay oldugu, ama
icerlerde bir yerde duran her zaman. telefonda arayanin o oldugunu
bildiginde ellerinin titredigi. bir gun, belki bir gun gelecek ve
devamini getirmeden "seni sevdim, seni cok sevdim" diyecek diye
bekledigi. Bilge'nin eski sevgilisi var hani, bir gün hiç bir sey
yokken, "ben gidiyorum" diyen sevgilisi... -sorun sende degil, benle
ilgili demesine ragmen- Bilge'nin icindeki hic bir seyin bitmeyisi.
boyle bir terkedise ragmen onu sevmekten vazgecememesi... yillar evvel
onu kollarina alip sıkıca saran o adam zahir, Arzu icin de. ayni sehre
dustuklerinde gorustukleri, uzerinden yillar gecmese, tum o yasananlar
yasanmamis olsa, o bodrum aksaminda kaldiklari yerden baslayabilseler...
bir gun cikip gelmesi "ikimiz de unutalim gecen seneleri" demesi icin
umut beslenen insan. ve ben; yillardir icimi yaralayan, yuregimi
kanatan, onlarca kez "hayır"ını duydugum ama vazgecemedigim, ustune
kimseleri sevemedigim, her iliskimde sozlerini aradigim insan. ömrümü
birlikte gecirebilecegime inandigim kisi. her gece telefonun calmasi
icin bekledigim, birlikte birseyler icme teklifi icin ölüp ölüp
dirildigim. umudu bile ellerime hep kisitli birakan... bir yandan
arayip, diğer yandan sadece arkadasca aradigini söyleyen, ama beni
öpmekten vazgecemeyen... aşkımın her azalışında, aslinda haince bir
sekilde, bir cumleyle gunumu aydinlatan, kalbimi yumusatan, ondan
vazgecmeme izin vermeyen. hep daha fazla acı cekmeme neden olan bencil
insan...
zahiri gördüm dün ruyamda, aslinda aylardir yoktu aklimda, ama aklimda
olmamasi yok oldugu anlamina gelmiyordu. aklimi dolduran sey beni
birakip giderse su yuzune cikacakti belki de. onu daha fazla sevmedigimi
anladim ruyamda, geliyordu, dusunun geliyordu diyorum, yillardir 1
dakika gormek icin yanıp kavruldugum, tek guzel sözüne kurban oldugum,
bana gelmesinin tek hayalim oldugu, sonsuza kadar beraber yaşamayı
umdugum, sadece gönül eglendirmek icin kirk yilda bir araya geldigi biri
olmak icin bile can attigim adam cikip geliyordu ve ben bunca yildir
asla olamadigim bir cesurlukta davraniyor ve geri yolluyordum onu.
intikam degildi asla, hic bir sey hissetmiyordum. intikam kinden gelir.
kin de aşktan. daha evvel yazmistim hatta bi yazimda. nefret etmek, ona
karsi bir sey hissetmemek degildir. hani bi söz var. "kalbimden kalbine
yok bile kinim - bence artık sen de herkes gibisin." iste bu cumlenin
kuruldugu andir, herseyin bittigi an. kalbinden o adama ait herseyin
silindigi, gözyaşlarinin rüzgarla ucup gittigi. artik hic bir sekilde
umrunda olmadigi. onun acı cekmesini istemedigin, mutlu olamayasin diye
dua etmedigin, kendini mutlu gostermek icin yalandan bir gulumseme
takinmadigin zaman...
herkesin zahirini bulması ya da duruma göre kaybetmesi dilegimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder