Efendim New York'ta nereleri gezdik, aklımda kaldığı kadarıyla onları not düşeyim. Gidip görecek olanlara da az biraz rehberlik edeyim. Tabii bu gezme tozma işlerini iki NY'lunun önderliğinde yaptığımızı da, teşekkür eşliğinde söyleyeyim.
Metropolitan, MoMa, Natural History ve Guggenheim gezdiğimiz müzeler. Bilim merkezine vaktimiz kalmadı, hafif bir içimde kalma durumu yaşıyorum, kader utansın.
Gelelim diğerlerine, hem Manhattan'ın hem bünyelerimizin altını üstüne getirmek suretiyle meşhur 5th Avenue, Times Square, Brooklyn Bridge, Wall Street, China Town, Union Square, Chelsea Market, Soho, West Village, Central Park, Flat Iron, Grand Central Station, yıkılmış ikiz kulelerin yeni versiyonları, Empire State Building, ünlü çam ağacının ve buz pateni pistinin olduğu Rockafeller Center ki tepesine de çıktık, tüm NY'u ayaklarımız altına aldık. Ayrıca pek tabii özgürlük heykelini gördük, adanın yanından geçmek için bot turu bile yaptık. Bu bot turu esnasında, bir İstanbul slayt şovu yapıp peşinden broşür dağıtmak suretiyle İstanbul'un reklamını yapasım ve 'bunun kat kat güzeli Türkiye'de' diye bağırasım geldi, ama ne mümkün.
Bol bol sokak gezdik, mükemmel yeni yıl süslemeleriyle dolu vitrinleri izledik. Christmas'da NY başkadır dedikleri kadar varmış. Bu arada bir Off Broadway Show'a da gittik, esas Broadway şovlarına bilet bulamadık, daha küçük çaplısı olsa da son dakikada Broadway'de bir şova gitmeyi başardık.
Ne yediniz ne içtiniz sorusunu ise cevapsız bırakmaya karar verdim, 8 günde, kahve molalarıyla 25-30 ayrı yer denemişizdir. Ara öğünleri sokak hot dog'cularından ve dilim pizzacılardan sağladık.
Özetle New York seyahati gayet güzeldi, kocacım ve kardeşimle buluşmuş olmanın keyfinin yanı sıra iki eski dostla vakit geçirmek de harikaydı. Artık NY'un kurdu olmuş Seda olmasa böyle bir seyahat bile olmazdı belki, olsa da bu kadar güzel olmazdı eminim. Ayça'nın yolunun İspanya'dan NY'a tam da bizim gittiğimiz zamanda denk gelmesi ise inanılmaz bir şans ve görüşme fırsatı oldu :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder