Perşembe, Temmuz 06, 2006

arkasi yarın: "Hayatın İçinden" bölüm no:3

Daha telefonun melodisini duyar duymaz sıcak bir gülümseme yayıldı Selen’in yüzüne. Değiştirmişti Aykut’un melodisini, telefon uzağındayken bile tanımak için. Telefonu kapıp şirketin merdivenlerine koştu, dışarı çıkmak üzere.
- Efendim hayatım?
- Selam bebek. Nasılsın?
- İyiyim. Senden naber?
- Benden de iyilik. Ama bugün Selen’imi görebilirsem daha da iyi olacağım. Akşam evde sinema keyfi ve yemek öneriyorum.
- Hmm. Ne güzel bir teklif. Ne yemek yapacaksın bakalım bu sefer bana?
- Makarna ve köfteye ne dersin?
- Harika derim...
- O zaman bekliyorum iş çıkışı. Öptüm seni...
- Anlaştık, öptüm ben de...

Telefonu kapattı Selen ve kapatır kapatmaz tekrar çalmaya başladı. Arayan en yakın arkadaşı Pınar’dı. Neşeli bir sesle açtı telefonu, ama Pınar’dan aynı neşeli sesi duyamadı. Allak bullak olmuştu Pınar, nefes bile almadan hoşlandığı çocuğun şirketten bir kızla gizli gizli ilişki yaşadığını tahmin ettiğini anlatıyordu. Baran’ın kendisinden hoşlanmamasını bir kenara bırakmış, nasıl olurda onun gibi bir kızla beraber olabileceğini soruyordu durmadan. Ondan hoşlanabiliyorsa zaten kendisine uygun olmadığını söylüyordu, ama çoğu zaman olduğu gibi dilin ucunda kalıyordu bu mantıklı düşünce, beyinden kalbe gelmiyordu. Kalp inat ediyor, kimi severse sevsin, benim sevdiğim odur diyordu. Akşam ne yapacağını sordu Pınar Selen’e.
- Bize gel Selen, evde oturalım akşam, hatta bizde kal. Bahar’ı da ararız. Nolur, canım çok sıkkın...

Hiç yorum yok: